Tatlılığı dillere destan, turuncusu göz kamaştıran,
İlk ısırıkta çıkan kıtırlığıyla çocukların kalbini çalan,
Salatalara renk katan, suyuyla sağlıklı bir serinlik yaratan,
Lokumuyla leziz bir hediyelik, ezmesiyle lifli bir antioksidan.
Beta-karoten zengini köklerinde, A, B, C ve K vitaminleriyle birlikte demir, fosfor, potasyum, magnezyum gibi değerli mineralleri taşıyor, bağışıklığı güçlendirirken, göz sağlığını destekliyor,
lifli yapısıyla sindirimi kolaylaştırırken düşük kalorisiyle enerji veriyor.
Yazları kavurucu, kışları sert geçen Beypazarı’nda her rakım kendi takvimini belirliyor. Düşük ovalarda yaz ortasında hasat edilirken, serin yamaçlarda sonbaharda toplanıyor. Bu doğal döngü sayesinde Beypazarı Havucu, yılın 12 ayı boyunca pazarlarda yerini alıyor.
Geleneksel yöntemde, toprak yorgun düşmesin diye ekim nöbeti uygulanıyor, aynı tarlaya her yıl havuç ekilmiyor. Hasat edilen havuçların ise hepsi pazara çıkmıyor, bir kısmı soğuk hava depolarında, bir kısmı geleneksel kuyularda saklanıyor. Yüksek rakımlı, serin toprak oyuklarında saman ve toprakla örtülünce, aylarca, tarladan yeni çıkmış gibi taze kalıyor. Beypazarı Havucu, uygun koşullarda saklandığında, raf ömrü diğer havuçları geride bırakıyor.
Türkiye’nin havuç ihtiyacının neredeyse yarısını karşılayan Beypazarı Havucu, tarımı ekonomiye, emeği kalkınma modeline çevirerek Beypazarı’nın kaderini dönüştürürüyor.
Peki sizin toprağınızdan hangi ürün, yerin altına indikçe katma değeri yükseliyor?