Özünü doğadan örgüsünü ellerden alır Gülağaç sele sepeti,
Örgü sıklığından bellidir miladı devirip günümüze kadar ulaşan kalitesi.
Milattan önce 8500 yıllara dayanan geçmişi ile Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden olan ve insanlığın ilk kültür tekniklerinden biri sayılan bitkisel örücülüğün Anadolu’daki merkezlerinden sayılan Gülağaç’ta bataklıkta yetişen ve kolay şekillenen yumuşak dişi hasır otları temmuz ayından başlanarak üç ay boyunca orakla kesilerek toplanıyor, balyalar halinde bağlanarak güneşte bir ay boyunca her gün alt üst edilerek kurutuluyor;
Anadolu’nun diğer sepetlerinin aksine tabandan değil de ağız kısmından başlanarak örülen ve kimi zaman şembil, kerekıl, tek aşık, deve boynu, eli böğründe gibi yöresel motiflerle nakışlanan doğa dostu Gülağaç sele sepetleri, nemi emen gözenekli yapısı ve hasır otunun doğal kokusundan ötürü bir zamanlar tahıl ve meyveleri taşımak, haşerelerden korumak ve uzun süre muhafaza etmek için kullanılırken, bugün daha ziyade dekoratif amaçlı tercih ediliyor.
Peki ya sizin oraların hikayesi bataklıkta açan nilüfer çiçeklerini andıran el beceriniz hangisi?